Motosikletle, Moldova-Romanya-Bulgaristan-Yunanistan-Arnavutluk-Karadağ-Hırvatistan-Saray Bosna-Sırbistan

Dubrovnik İncir Molası- Romanya Erik Molası ve Tuna Nehrini Geçiş Galati Romanya
Toplam 4000 km…Nereye gitsek orada Osmanlı var. Her durduğumuz beğendiğimiz şehirde biz varız. Ama üzücü olan kimse dilimizi konuşmuyor kuru merhaba dan öteye gidemiyoruz. Keşke diyorsunuz keşke sadece gittiğimiz yerlerde vergi toplamak yerine öz Türkçe yi zorunlu hale getirseymişiz, şu an en az 300 milyon kişi ana dilimizi konuşuyor olacaktı….Drakula diyorsunuz Fatih Sultan Mehmet’in kan kardeşi çıkıyor…Cumhuriyet yayınlarının Osmanlının Çöküşü Yükselişini ve tüm padişahları objektif üçüncü göz gibi değerlendiren Osmanlı’nın atadığı ve Osmanlı kültürüyle yetişmiş değerli bir kişi Dimitri Kandemir Boğdan Prensi ve Voyvodası, bu kişiler sonunda hep isyan etmişler…
Bu başlangıçtan sonra gelelim, motosikletle yolculuğumuz Moldova Kişinev’den Bulgaristan Albena ile başladı.
MD/ Chisinau-Cantemir-Cahul- RO/Galati-Slobozia-Constanta-Veche Durankulak BG/Kavarna Balchik-Albena 622 km

Nesebar-Bulgaria Albena, nedense benim Bulgaristan hakkındaki olumsuz fikirlerimi olumluya döndüren yer oldu. Kaldığım otelde personel seviyeli, yemyeşil ağaçlarla dolu oteller bölgesi Karadeniz ama temiz bir Karadeniz, konaklamak 2 kişi herşey dahil 65 € fiyatlar cazip ( 3 yıldız Kompas yada Panaroma Hotel) . Yakın çevre derseniz kahve yada beach molası için 30 km de Varna var. Güzel kafeteryalar ve biraz alışveriş… Balchik diğer kasaba güzel ama bence, iyi tarihi ve turistik merkezi sebebiyle yarımada bizim Bodrumumuz Nesebar. Şirin Osmanlı Mimarisini yansıtan ahşabın yoğun kullanıldığı turistik bir bölge. Özellikle Karadeniz midyesini burada bolca tüketin…Yemek ve güzel cafe için kesin Nesebar denenmeli. Albena nın farkı nedir biliyor musunuz? Çocuklara animasyon hizmetleri ve özellikle rusça konuşan turistler için ana dillerinde güzel bir tatil. Çalışan personel ölçülü kimseye asılıp, askıntılık etmiyorlar. Çalışanlar arı gibiydi söylemeliyim. Bizim buradan servis ve hizmet anlamında öğreneceğimiz noktalar var. Yoksa bizim tatil köylerimiz yemek ve kalitemiz tartışılmaz üstün… Albena deniz nefismişşş böyle tartışmalı bir sohbet. Ben Thassos’u görsen fikrin değişir dedim, böyle bir atışmalı sohbet ardından çalıştırdık motoru 🙂 Yola koyulduk akşam rezervasyonumuz Kavala Krinides köyündeydi sonra adaya geçtik nasıl kalabalık fiyatlar tavan yapmış daha önce 30€ kaldığımız yerler minimum 70 € olmuş yüksek sezon, ve kalacak yer yok…Doluluk oranı %98 komşu durumu hayli düzeltmiş. Sadece Thassos değil Kavala dahil. Tüm adalar ve sahil kesimleri bence dolu durumda.
Bu hat Albena-Varna-Burgas-Stara Zagora-Haskovo-Kardzali-Kirkovo BG- GR Komonotini-Kavala-Krinides 576 km (Thassos-Krinides dolaşım 200 km)

Kavala-Selanik/Greece
Nea Karvali çıkışından sonra Kavala merkeze ilerlerken sadece Yunan plakalı araçları görünce, motosikleti park ettim restaurantın otoparkına, sahilde yerel halkın gittiği nefis bir restaurant. Balık-malamatina-kalamar-ızgara sardalya bittiğinde tatlı sordum baklava var mı diye? Garson bitti dedi yan masa duymuş ev yapımı bir porsiyon yan masadan baklava geldi…Yemek sonrası o masayı ziyaret edip teşekkürlerimi ilettim Rum dostlarımıza ve tatlıyı yapan hanımefendinin elinden öptüm. Biraz kırık Türkçeyle iyi tatiller dilediler. Akşam Krinides zor attık otele kendimizi. Sabah doğru güzergah Keramoti oldu oradan Thassos inanılmaz bir sıra ve turist akını vardı. Kalacak yer zor bulduk desek yalan olmaz, neredeyse bir beachde konaklayacaktık. Yüksek sezon yer yok fiyatlar katlanmış…Ama Thassos farkı deniz açık maviden turkuaz ve laciverte ilerliyor pırıl pırıl sular istediğiniz yerde mola veriyorsunuz. Bu övgüleri hak edecek herşeye sahip. Dalmaçya sahillerinden bile güzel desem , yalan olmaz (istemeden teşvik ediyor insan)….Marketten buzzzz gibi bira veya retsina beyaz şarap Malamatina yanında üzümler ve her yer incir 🙂 kendinizi serin sulara bırakıyorsunuz o plaj senin bu plaj benim günde en az iki plaj lüksünüz oluyor yalan değil…İsimsiz plajlar daha güzel söylemeliyim özellikle kalabalık bir zamanda adayı seçmişseniz. Herkesin gittiği Marble Beach, Alikidi gibi plajları fotoğraf çekmek dışında es geçin…Barbayani yani bu markalı uzo eşliğinde balık, ahtapot, kalamar ve tatlı senfonisi sonrası hafif çakır keyif bir ortam ve denizde serinlemek. Akşamları ağustos böceklerinin gece müzikleri eşliğinde keyifli bir uyku…
Güzel tatillerin anahtarı! Tabiki seyahatinizin en önemli noktası ise; kiminle, kimlerle seyahat ettiğiniz önemli…

Thassos-Greece

Thassos-Greece
Giola denen adanın güneyinde bulunan dünyanın belkide tek doğal havuzu diye nitelenen yerde 20 m yükseklikten aşağı bıraktım kendimi, o fosforlu sarı mayolu adamın olduğu noktadan arkadaşlarda su da olunca fotoğrafı çeken olmadı maalesef. Ada ya uğrarsanız mutlaka Giola’yı ziyaret edin derim.
Thassos’ dan sonra Kavala’da da yer bulmakta oldukça zordu. Kavala batısında sahilde nefis manzaralı bir oda bulduk. Ev sahibi hanımefendi sadece rumca konuşuyordu. Annesi Ayvalıkta yaşamış zamanında göçmek zorunda kalmış. Rumca ve Türkçe mix, nihayet anlaşabildik. Çok samimi ifadeyle, neden geç kaldınız kek yaptım hatta şeftali alacaktım ulaşamadım dedi. Bir an kendimi evimde hissettim. Feribot, yoğun trafik bazen zamanda şaşmalar oluyor dedim. Sabah fırından yağsız börek ve çekirdekli galetalarla bahçedeki incirler eşlik etti kahvaltımıza…
Sonra Makedonya/Ohrid Gölü planımızda vardı. Krinides Otel sahibi turistik olması sebebiyle gölün kuzey kısmı yerine, güney batı kısmı Arnavutluk Pogradec i önerdi . Yani bu göl iki ülkeye ev sahipliği yapıyor. Ben de rotayı bu doğrultuda oluşturdum…
GR/Kavala-Thessaloniki-Vergina-Siatista-Kozani-Kastoria-AL/Bilihst-Pojan-Pogradec 438 km Bu yol güzergahı üzerinde ilerlerken,yeni otoyol güzergahında gps kayboldu yol olmayan bir yeri gösterdi panikle interneti açmama rağmen google map dahil, bulunduğumuz yerde yol bile gözükmüyordu. Sonrasında kendimizi Kastraki sınır kapısından Bilisht üzerinden Arnavutluk a giriş yaparken bulduk. Meğerse bu yol çok yeni açılmış ve bize 50 dakika kazandırıyormuş, gümrük polisi bu güncel bilgiyi paylaştı. Arnavutluk’ta her yerde nakit para geçiyor benzin istasyonlarında kredi kartı yok. Bu ülkenin para birimi hesaplamasını hala anlamış değilim bu arada:) Ekonomi olmayınca durum kötü. Halk fakir ve dilenen bahşiş isteyenler var. Neyse, güzergahta ilerledik ve akşam vakti otelimizdeydik. Pogradec gerçekten farklı turistik bir atmosfer. Doğru seçim yaptığınızı size gösteriyor. Arnavutluk’ta hemen hemen herkes mutlaka Türkiye’ye gitmiş yada gitmek istiyor. Otel sahibi de bir dönem İstanbul Aksaray da çalışmış, akıllı pazarlamayı bilen bir kişiydi. Yemek olarak aklımda et ürünleri kalmış ve güzel et nerede yemeliyim diye sorduğumda. Eti boşver, bu göle has Koran diye bir balık var ızgarada onu dene dedi Koran Balığı. Hem de ızgara göl balığı. Ben olmaz dedim , otel sahibi sen dene sabah konuşuruz dedi. Haklı çıktı nefis bir salata eşliğinde bu balığı midemize indirdik. Çok şirin bir sahil kasabası burası. Sabah soluğu Drilon Naturel Parkı’nda aldık nefis bir mekan kuğular ve bir göl birikintisi cafe ve restaurantlar vardı. Yozlaşmadan korunan bir yer. Yolda ilerlerken nefis incirler vardı. Tabiki bunlardan satın alıp tükettik. Burası ve Mostar incir açısından nefisti. Mostar’ı sonra anlatacağım zaten.

Pogradec-Albenia
AL/Pogradec-Elbasan-Tiran-Shkoder- MNE/Sukobin-Bar-Budva 317 km …Ve yolculuk Monte Negro tarafına doğru nefis manzaralar eşliğinde kıvrılıp ilerlerken Tiran yakınlarında tek şerit trafiğe yakalanıyoruz. Neyse buradan çıkmadan önce Elbasan benzin molamızda güzel bir köfteci adresi aldık Derviş Köfte hava 41 C köfte ve buzz gibi bira ziyafeti çektik…Sonra Shkoder üzerinden Montenegro’ya geçiş yapıyoruz. Motosikletle en rahat geçiş yaptığımız sınır kapısı. Motosiklet için ayrı geçiş yapmışlar:) Gümrükte araç kalabalığına göre en hızlı geçtiğimiz yerdi. Montenegro’da dalından incir molaları 40 C sıcaklıkta devam etti akşam Budva yı seçtik ama iğne atsanız yere düşmeyen bir durum vardı. Yüksek sezon olduğu için, sınır kapıları dahil araç trafiği oldukça yoğun. Sabah erken kalkıp Aziz Stefan Adası sahilinde güzel bir deniz sefası yaptık. Garaçi Kukuruza (sıcak mısır) sesleri arasında enteresan satıcılar rusça konuşuyorlar. Bu mısırları soğuk bira eşliğinde tükettik. Ada belirli günlerde ziyarete açılıyormuş, şansız günümüzdeydik. Tamamı 5 yıldızlı resort hotel. Sosyetenin uğrak yerlerinden. Halk ücretsiz plajdan faydalanabiliyor. Molamızı bitirip, yolculuk Kotor’a girişte onlarca motosiklet arasına park edebildik. Her yerde varız Türk turistler:) turistik kale içinde cafe molası veriyoruz. Burası Dubrovnik’e çok benziyor. Ama Montenegro yani Karadağ sahilleri çok temiz ve güzel. Bakir yerler çoğunlukta. Mayonuz yanınızdaysa yanınızda çerez ve soğuk içeceklerinizle, kendinizi pırıl pırıl sulara bırakmak kalıyor. Özellikle Perast yüzme ve yemek molası vermek için ideal. Yüksek sezon dolayısı ile yer bulmak zor Dubrovnik de de fiyatlar uçmuş vaziyette.

Budva-Montenegro
MNE/Budva-Kotor-Perast-Morinj-Grahovo-Dolovi-BIH/Ivanica 111 km…

Kotor&Perast/ Montenegro
Dubrovnik e 12 km uzaklıkta tepede bulunan Bosna Hersek içinde yer alan Ivenica’ da buluyoruz. Köy oldukça rüzgarlı, magazin yani market yok bir restaurant var sadece. Kalacağımız yerin sahibi İvriz, yani İdris özel bir apartmanı( 6 daireli ) kiralıyor. Yeni malzemeler, geniş ferah mekan sessiz huzur dolu. Sabah 40 C yine sınırda müthiş kuyruk motosikletle süzülüyoruz aralardan, sınır kapısında Bosnalı polis geriye dedi. Nasıl yani dedim bunda geri vites yok, hani birazda kardeş sayılırız filan, neyseki geri dönüş yapmadık. Ve Dubrovnik deyiz iğne atsan durumları yine sıcaklık 45 C oldu….Lapad da yüzme molası veriyoruz ve akşama Mostar da konaklayacağız.

Dubrovnik-Hırvatia
IvanicaBIH-HR/Dubrovnik-Lapad 30 km – HR/Dubrovnik-BIH/Neum-HR/Klek-Metkoviç-BIH Pojitel-Mostar 139 km

Pocitelj-Mostar-Cavabi /Bosnia
Pojitel de mola verdik gezelim diye. Burası Osmanlının sınır kasabasıydı burası dieğer tarafta Venediklilere ait olan Dubrovnik. Hava kapatıyor ve 25 km var Mostar’a. ve yağmur taneleri büyük zor atıyoruz eve kendimizi. Akşama cevabi köfte ziyafeti var. İrma-Tima iğne atsan yere düşmüyor. Sevimli hızlı servis yapan bu mekanda sıra var. Yanında yer alan restaurantlar boş. Maharet güleryüz temizlik hijyen espride. Nefis köfteler ve local piva yani lokal bira. Sonrasında gelen cevizli sarma baklava ile tamamladık yemeği…Mostar Köprüsünü klise istikametinde geçtiğinizde soldan 6. Dükkan özellikle tavsiye ederim.
BIH/Mostar-Sarajevo 133 km Sarajevo-Zvornik-SRB Loznika-Sremska-Belgrad 307 km (Belgrad şehir turu 125 km)

Zvornik-Bosnia
Sabah zaman kazanmak için böreklerimizi alıp evde kahvaltı yapıyoruz, sonra fotoğraf molası ve nefis mavi sularıyla Neretva Nehri bizi çağırıyor. Sarayova Baş Çarşı molamızda cevabi alıyoruz yanında yoğurt neredeyse koyu ayran gibi bir soda ile bu sıcakta iyi gidiyor 41 C. Samimiyetini kaybetmiş ve yozlaşmaya başlamış gibi geldi bana Baş Çarşı malesef. Mostar’ daki samimiyet ve huzurdan eser yok. Ve istikamet Belgrad yola koyuluyoruz nefis dağ manzaraları ve sonunda Zvornik ( Bosna) denen bir bölge nefis manzaralar. Burada bir gece konaklamak vardı…Dağlarda süzülerek aşıyoruz mesafeleri ve bir süre otoyolda ilerliyoruz. Neyseki lokal para yerine kredi kartı kabul ediyorlar gişelerde, gece Belgrad dayız. Dinlenme vakti, sabah Belgrad’ın İstiklal Caddesi diye adlandırılan, Mihailova Caddesinde bir tur. Tuna ile Sava nehirleri nefis, özellikle Yeni Belgrad denen Zemun da yemek ve/veya kahve molası herşeyi unutturuyor size. Sava nehrinde onlarca kuğular süzülüyorlar. Alışık değiliz bu güzel manzaralara, çok güzeller, ne dersiniz?

Belgrad-Serbia
SRB/Belgrad-Pancevo-Kovacica-Secani-RO/Timişaora-Sebeş-Cristian 419 km
Konaklamak için önerim nehir kenarı Hotel Yugoslavya veya Hotel Orasac Garni fiyat ve kalite açısından güzel yerler. Artık istikamet Braşov için Christian denen yerde konaklıyoruz. Klise fotoğrafı çekelim derken, Timişoara denen yerde kahve molası veriyoruz nefis bir meydan.Güzel bir şehir burada bir gece konaklamak isterdim. Güzel cafeleri ve meydanı var. Atıştırma vakti, üzerine güzel bir kahve. Vakit ilerliyor ve karanlığa kaldık yine, 23.30 da evimizdeyiz. Belgrad bize göre bir saat geriydi, Romanya ile aynı saat diliminde olduğumuzu unutmuştuk. Dağlık alanlarda gece karnlığında ilerliyoruz. Sonra bir köyün içinde kayboluyoruz. Gps off. Telefonu açıp, Google Map’den doğru adresi bekliyoruz. Kalacağımız yerin sahibi normalde 10 km farklı yerde yaşıyormuş, bu gece burada kalacağım dedi. Biraz üşüdük, bize sıcak termosla, çay ikram etti. Konaklayacağımız yerin sahibi çok yardım severdi. Romanya’nın Batısı gerçekten farklı olumlu anlamda söylemeliyim. Otel sahibinin Türkiye siyasetini yakından takip etmesi ise beni gerçekten şaşırttı. Çok doğru tespitleri vardı. Bu modern dağ köyü mola için nefis. Ev sahibi ve servis yapanlar çok samimi nefis bir kahvaltı ve hedef Braşov Bran Castle yani Drakula Şatosu. Ama nafile Fagaraş nereden geçtik. Bir fotoğraf çekmeye yakalandık yine. Şehir nefis birşeyler atıştırıyoruz. Manzaralar ….

Timisoara-Romania
RO/Cristian-Fagaraş-Braşov-Bran 153 km

Fagaras-Romania

Brasov-Romania
Nihayet Braşov dayız şehir merkezi diye bildiğimiz şato şehirden 30 km kuzeyde trafik fena ve tek şerit motosiklet avantajını kullanıyoruz.Braşov masal gibi bir şehir. Telefirik hala çalışıyor burası kayak merkezi ne de olsa. Filmlere konu olan şato ise, Bran Şatosu. Hani insanları kazıklara oturtan, şapkalarını çıkarmayanların kafasına çakan Drakula lakaplı Voyvoda III. Vlad Tepeş, Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda 1448, 1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası idi. Voyvoda III. Vlad düşmanlarını kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Ve ilginç olan Fatih Sultan Mehmet in kan kardeşi çocukluk arkadaşıdır. Eflak ve Boğdoğan a Voyvoda olarak Fatih tarafından atanmıştır 1456 . Babasına yapılanlar ve esaretini unutmayan Vlad sonraları öfke ve hınçla zulümler yapmıştır. Kardeşlik yemini etmesine rağmen yüz çevirmesi ve Fatih’in elçilerini kazıklara oturtmuştur , Fatih mektupla kendisini uyarmıştır. Sonuç alamayınca hınçla ordularını onun üzerine sürmüştür. 20.000 Osmanlı esirini kazıklara oturttuğu söylenmektedir. Targovişte’de kilometrelerce kazıklara oturtulmuş insan ölüleri Osmanlının moralini bozmuştur. Vlad, vebalıları ve hapisteki suçluları Osmanlı ordusu içine salarak farklı bir taktik izlemiştir. Daha sonra Fatih’in atadığı Voyvoda onun başını keserek İstanbul’a göndermiştir. Bugün Drakula denen III Vlad Tepeş’in kesik başı İstanbul’un hangi semtindedir bilinmiyor…

Dracula-Bran Castle/Romania
RO/Bran-Greşu-Foscani 254 km- RO/ Foscani-Tecuci-Barlad-Albita-MD/Leuşeni-Chisinau 267 km
Diğer şehir turları 150 km
Bu güzergahtan sonra Foscani’de biraz alışverişe takılınca gece 3 de Chisinau-Kişinev’de oluyoruz….
Romanya-Karadağ-Hırvatistan-Bosna-Sırbistan ‘da motosiklet ile seyahat eden oldukça fazla kişi vardı. Bu yollarda selam vermekten parmakların yoruldu. Ama size güç ve moral katıyor bu selamlaşmalar, yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz….
Başka seyahatlerde buluşmak üzere…